Kaşgarlı Mahmud ve Divân-ı Lügati’t-Türk
Kaşgarlı Mahmud ve Divân-ı Lügati’t-Türk
Kaşgarlı Mahmud, 11. yüzyılda yaşamış olan önemli bir Türk dil bilgini ve şairdir. Divân-ı Lügati’t-Türk adlı eseri, onun en ünlü ve en önemli yapıtıdır. Kaşgarlı Mahmud’un bu eserini yazarken Türk dilini Araplara tanıtma amacını gütmesi, eserin sadece bir sözlük olmasının ötesine geçmesini sağlamıştır. Esere yaklaşan bilimsel yaklaşım, Türk dilinin gücünü ve kültürel önemini ortaya koymayı amaçlamıştır.
Divân-ı Lügati’t-Türk, esasen bir **Türkçe-Arapça sözlük** olmasına rağmen, çok daha derin bir içeriğe sahiptir. Kaşgarlı Mahmud, eserin içinde Türk dilinin zenginliğini, lehçelerinin çeşitliliğini ve hatta Türk kültürünü kapsamlı bir şekilde ele almıştır. Bu nedenle eseri, sadece bir dilbilimsel kaynak olarak değil, aynı zamanda kültürel ve tarihsel bir kaynak olarak da büyük öneme sahiptir.
Eserin Yapısı ve İçeriği
Divân-ı Lügati’t-Türk, iki ana bölümden oluşur:
1. Önsöz: Bu kısımda, Kaşgarlı Mahmud Türk dilinin önemine dair görüşlerini dile getirir ve dilin üstünlüklerini anlatır. Ayrıca eserde yer alan kelimelerin nasıl seçildiği, hangi yerlerden toplandığı, hangi halklardan ve boylardan kelimelerin alındığı gibi bilgiler de önsözde yer alır. Dilin, özellikle Arapçaya kıyasla üstün olduğu örneklerle açıklanır.
2. Sözlük Bölümü: Asıl sözlük kısmı, Türkçe kelimelerin Arapçadaki karşılıklarını içerir. Ancak burada yalnızca kelimeler verilmekle kalmaz, aynı zamanda o kelimenin hangi bölge ve halk tarafından kullanıldığı, anlamı ve kullanıldığı bağlam da açıklanır. Kaşgarlı Mahmud, kelimelerin halk arasında nasıl farklı şekillerde kullanıldığını ve hangi anlamları taşıdığını da örneklerle gösterir.
Dilin Zenginliği ve Lehçeler
Divân-ı Lügati’t-Türk, Türk dilinin yalnızca bir standardını değil, aynı zamanda farklı lehçelerini de sergileyen bir kaynaktır. O dönemde Türkçe, pek çok farklı boy ve topluluk arasında konuşuluyordu ve Kaşgarlı Mahmud, bu farklı lehçeleri not etmiştir. Eserde, özellikle Oğuz Türklerinin lehçesi öne çıkar, ancak Kaşgarlı Mahmud, Yağma, Tuhsi, Çiğil, Kırgız ve diğer birçok boyun dil özelliklerine de yer verir.
Türkçe’nin bu kadar zengin ve çeşitlenmiş bir dil olduğunu göstermeyi amaçlayan Mahmud, aynı zamanda Türkçeyi Araplara öğretme amacını güderken, dilin gramatiği, fonetiği ve dilbilgisel yapılarını da ele almıştır. Bu, aynı zamanda Türk dilinin bilinen ilk gramer kitabı olarak kabul edilebilir. Kaşgarlı Mahmud, dilin çeşitli fonksiyonlarını ve dilbilgisel kurallarını Arapça açıklamalarla sunar.
Edebiyat ve Toplum
Kaşgarlı Mahmud’un eserinde, Türk halklarının kültürüne dair önemli izler de bulunur. Divân-ı Lügati’t-Türk’te, Türk halklarının geleneksel hayatına, sosyal yapısına, değerlerine dair çok sayıda kültürel öge yer alır. Eser, aynı zamanda bir **etnografik** kaynak olarak da değerlendirilebilir. Kaşgarlı, Türklerin kullandığı deyimlerden, atasözlerine, halk hikâyelerinden kahramanlık destanlarına kadar pek çok edebi öğeyi eserine dahil etmiştir.
Divân-ı Lügati’t-Türk ve Türkoloji
Bu eserin, Türk dili ve kültürü üzerine yapılan çalışmalar açısından önemi büyüktür. Türkoloji alanındaki ilk ciddi kaynaklardan biri olarak kabul edilir ve Türkçe’nin yapısı, tarihsel gelişimi ve kültürel çeşitliliği üzerine bugüne kadar yapılan pek çok araştırmanın temelini oluşturur. Eserin incelenmesiyle, dilbilimciler Türk dilinin ilk yazılı örneklerini, kelime yapılarını ve tarihsel kökenlerini anlamaya başlamışlardır.
Eserin Keşfi ve Yayınlanması
1910’da **Fatih Millet Kütüphanesi’nde** bulunan tek el yazması nüsha, eserin modern dünyaya yeniden kazandırılmasını sağlamıştır. Eserin bulunması büyük bir tesadüf sonucu olmuştur ve zamanla akademik çevrelerde çok değerli bir kaynak olarak kabul edilmiştir. Ancak eserin ilk keşfi oldukça ilginçtir; kitabı bulan kişinin eserin değerini hemen fark etmemesi ve bunun sonucunda eserin uzun süre gözden uzak tutulması, tarihi bir parantez olarak kaydedilmiştir.
Kaşgarlı Mahmud’un **Divân-ı Lügati’t-Türk** eseri, yalnızca bir dilbilimsel eser olmanın ötesinde, Türk dilinin ve kültürünün önemli bir temsilcisidir. Hem Türk dili hem de halk kültürü açısından paha biçilmez bir kaynaktır. Türkoloji alanındaki araştırmalar, bu eser sayesinde çok daha derinleşmiş ve zenginleşmiştir. Türkçenin tarihsel gelişimi, halk edebiyatı, sosyal yapıları ve daha pek çok önemli konu hakkında bilgiler sunan bu eser, bugüne kadar büyük bir öneme sahip olmuştur.