Sevgi Üzerine

sevgi

Söylemesi bile zor geliyor insana…

Baktığında aynada görebileceğin başka bir yüz, belki de en solgun çizgiler hayatın resminde saklı. Bir denize bakarken, o maviliği ve sonsuzluğu içinde hissettin mi hiç? Ya da bir gece, karanlıkta yıldızları sayacak kadar çok sevdin mi?

Yalnızlıktan korktun mu, sevgisiz kalmaktan korktuğun kadar? Siyah bir sevgiyi sevdin mi hiç?

Yaşamayı bırak, bazen düşünmek bile zor geliyor insana. Ama hissetmek—işte bu en zoru. “Sevgi” üzerine çok şey yazdım, ama neden hepsi mutsuzlukla bitti?

Okuyor musun yazdıklarımı? Okuman için sevmen gerekmiyor. Peki, paylaşmak için sevmek şart mı? Dünya dönüyor ama bir gün duracak. Bunu bile bile yaşıyoruz, değil mi? O zaman neden sevgiyi sadece gördüğümüzde vermek istiyoruz? Karşılık beklemeden, düşünmeden, vazgeçmeden sevmek mümkün değil mi?

Sevmeyi seviyorsan, sevilmeyi düşünme!

Neden en sevdiğim romanın sonunda, en sevdiğim karakter ölüyor? O, onu sevdiğimden habersizken… Aramızdaki yıkık köprüleri sevgim birleştirebilir mi? Bilmiyorum.

Gözlerimi açtığımda, bu “gerçek tiyatroda” bütün roller çoktan paylaşılmıştı. Bana bakan iki göz, “Sevgiyle oyna” dedi. Yıllar geçti, hâlâ sahnedeyiz. Ve oynayacağız… Neden sevmemiz gerektiğini bile bilmeden!

Sevmekten korkuyoruz biz. Haklı mıyız acaba? Tıpkı bağlanmaktan ve unutmaktan korktuğumuz gibi…

Sonra o gözler fısıldadı:
“Sevgini vermek için bir güle, yarını bekleme. Bugün ver.”

O da korkuyordu geç kalmaktan, galiba.

Uyandığımda bunun sadece bir rüya olduğuna inanmadım.

Peki, geç mi kalmıştım sence?

Benzer Yazılar